yaygın yanlış fikirler listesi ne demek?
Bu liste, önemli konular hakkında en yaygın olarak bilinen yanlış
anlamaları ve bilgileri içermektedir.
Tarih
Antik Çağ
- İlk olarak Sümerler tarafından kullanılan
çivi yazısı, çiviyle yazılmazdı. Düz
mantıkla bakarak doğru kabul edilen bu bilgi, gerçekten bayağı
uzaktır. Çivi yazısı, "Stylus" olarak
adlandırılan kamıştan yapılma kalemlerle yazılıyordu.
- Ünlü Makedonya Kralı Büyük
İskender, lakabının aksine büyük değildi.
Büyük İskender'in boyunun 1.50 ila 1.65 metre arasında olduğu
söylenir.
Orta Çağ
- Mısır'da Antik Çağ'dan
kalma İskenderiye Kütüphanesi,
Halife Ömer döneminde, 642'de şehrin ele
geçirilişi esnasında Müslüman ordusu
tarafından yok edilmedi. Yaygın yanlış inanışa göre Halife
Ömer, "Eğer bu kitaplar
Kur'an ile aynı şeyi söylüyor iseler, onlara
ihtiyacımız yok. Eğer Kur'an ile zıt söyleme sahip iseler onları yok
edin." diye buyurarak kütüphanedeki tüm kitapların yakılmasını
emretmiştir. Bu hikâye, olayın yaşandığı tarihten yüzlerce yıl sonra
bile yazılı tarihte yer almamıştır ve çağdaş dönem tarihçileri bu
hikâyeyi eserlerinde yazmamıştır. Birçok tarihçi ve
oryantalist, ittifakla İskenderiye
Kütüphanesi'nin Halife Ömer'den önce yıkılmış olduğunu kabul
etmektedir. Kaldı ki bu iddia, Ömer'den yaklaşık 600 yıl sonra
Süryani
Hristiyan bir yazar tarafından
aktarılmıştır.
- Vikinglerin boynuzlu miğfer giydiklerine
dair hiçbir kanıt yoktur. Vikinglerin boynuzlu miğfer giydiklerine
dair ilk görüntü, 1876 yılında Richard
Wagner'in "Nibelung
Yüzüğü" operasında ortaya
çıkmıştır.
- Ortalama yaşam süresinin Orta Çağ ve öncesinde
düşük olduğu doğrudur, fakat o dönem insanlarının genellikle 30 yaş
civarında öldüğü, gerçeği yansıtmamaktadır. Yaş ortalamasının düşük
olmasının nedeni, yüksek orandaki bebek ölümlerinden
kaynaklanmaktaydı. Örneğin Orta Çağ
İngiltere'sinde 21 yaşındaki bir bireyin 60
yaşına kadar yaşaması, beklenen bir durumdu.
- Moğol hükümdarı Cengiz
Han'ın, ölmeden önce mezarının gizli
tutulmasını vasiyet ettiği ve o ölünce de yakınları tarafından
bilinmeyen bir yere gömüldüğü, daha sonra da cenazeye katılan
herkesin mezarının yeri hiçbir şekilde bilinmesin diye kendilerini
öldürdüğü hikâyesi, birçok tarihçi tarafından olumsuz karşılanır ve
uydurma olarak kabul edilir.
- Demir giyotinin Orta Çağ'da icat
edildiğine, hatta işkence için kullanıldığına dair hiçbir kanıt
yoktur.
- Modern tarihçiler, kadının cinsel
ilişkiye girmesini engellemek için
tasarlanan bekaret kemerinin bilinen
yaygın inanışa göre Orta Çağ'da icat edilmediğini söyler. Bugün
geçmişten kalan ve bazı müzelerde sergilenen çoğu bekaret kemeri ya
sahtedir, ya da 19. yüzyıl sonu ile 20. yüzyılın başlarında
mastürbasyondan koruma amaçlı icat
edilmiş giysilerdir denilir.
- Avrupalı ünlü seyyah Marco
Polo'nun makarnayı
Çin'den ihraç ettiğine dair yaygın yanlış bir
inanış vardır. Ulusal Makarna Birliği'ne göre makarna buğdayı,
yani bugün bilinen adıyla makarna, ünlü seyyah Marco Polo'dan
yaklaşık 6 asır önce ilk kez Libyalı
Arapların 7. yüzyılın sonunda
Sicilya'yı fethetmeleri ile Avrupa'ya
gelmiştir.
Yeni Çağ
- Orta Çağ Avrupası, dünyanın düz
olduğuna inanmazdı. Bilim insanları, MÖ 500'den beri dünyanın
küresel bir şeklinin olduğunu biliyorlardı.
Platon ve
Aristoteles'den kalan dünyanın küresel
olduğuna dair yaygın bilgi, tüm Avrupa entelektüelleri arasında
yaygın bir inanıştı. Bu yüzden Kristof
Kolomb'un Asya'ya
açılmak için Avrupa'dan çok fazla denizci toplayamaması, dünyanın
düz olduğu inanışından değil, Doğu Hint
Adaları'nın tahmin edilenden çok daha
uzak olması endişesinden dolayı idi. Eğer Amerika
kıtası diye bir yer olmasaydı, Kristof
Kolomb muhtemelen Asya'ya varmadan bütün yiyecek stokunu tüketmiş
olacaktı.
- Kristof Kolomb, şimdiki Amerika
Birleşik Devletleri'nin
anakarasını oluşturan herhangi bir kara parçasına ulaşmamıştı.
Bunun yanı sıra, Kristof Kolomb’tan yaklaşık 500 yıl önce Amerika
kıtasına ilk gidenler Vikingler olmuştur.
Bazı araştırmacılar, Yeni Gine’den yola
çıkan bazı Polinezyalı denizcilerin
Vikingler’den de önce Amerika’ya ulaşmış olabileceğini
düşünüyor.
- Fransa Kraliçesi Marie Antoinette,
Fransız köylülerinin kıtlıktan dolayı ekmek
bulamadığını duyduğunda "Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler!"
diye bir söz dememiştir. Kendisine sarf edilen bu söz ilk olarak,
Marie Antoinette henüz 9 yaşındayken Jean-Jacques
Rousseau tarafından yazılan
"Confessions (İtiraflar)" adlı eserde geçmiştir. Marie Antoinette
popüler olmayan bir hükümdardı. Onun taş kalpli, halkından kopuk bir
birey olduğu imajını devam ettirmek için "pasta yesinler" sözü
kendisine atfedilmiştir.
- Sanılanın aksine Osmanlı
İmparatorluğu'na
hilâfet, Yavuz Sultan
Selim döneminde gelmemiştir. Osmanlılar, I.
Murad'dan itibaren İslam
dünyasındaki gücün kendilerinde olduğunu söyleyerek halife
unvanını kullanmaya başlamışlardır.
Yakın Çağ (Modern Tarih)
- Napolyon Bonapart kısa boylu
değildi, aksine kendi dönemin ortalama bir
Fransızından biraz daha uzun boyluydu.
Öldüğünde ölçülen boyu 1.70 metreydi. Napolyon her zaman yanında
korumaları ile birlikte hareket ederdi, bu korumalar da uzun boylu
ve iri yapılı askerlerden seçilirdi. Tarihçiler, bu görüntünün bu
yaygın inanışa neden olduğuna inanır.
- Noel Baba'nın günümüzdeki yaygın görüntüsü,
The Coca-Cola Company firması
tarafından bir reklam numarası olarak yaratılmamıştır. 1930'larda
Coca-Cola, Noel Baba imajını kullanmaya
başladığında Noel Baba çoktan popüler kültür içerisinde modern
şeklini almıştı ve diğer şirketlerin reklamlarında ve medyada geniş
bir şekilde kullanılmaktaydı.
- Dünyadaki ilk atom bombası
Japonya'ya düşmemiştir. Aslında
ABD, ilk atom bombasını 6
Temmuz 1945 tarihinde, yani Japonya'ya atmadan önce, New
Mexico'da, Manhattan
Projesi adı verilen programla
patlattı. Aynı tipte tasarlanmış olan Fat Man
isimli atom bombası, bu denemeden birkaç
hafta sonra Japonya'daki Nagasaki'ye
atılmıştır.
- Suudi Kralı İbn
Suud, İslam
peygamberi
Muhammed'in mezarını yıktırmak isteyince,
Mustafa Kemal Atatürk'ün bunun
üzerine 1919 yılında İbn Suud'a "Böyle bir şeye teşebbüs ederseniz
Kurtuluş Savaşı'nı bırakır,
ordumla aşağıya inerim!" diye bir mektup yazdığı iddiası kesinlikle
yanlıştır. Bu iddiayı bir iktisat profesörü, arşivde bu mektubu
gördüğünü söyleyerek ortaya atmıştır. Esasında böyle bir mektup
arşivlerde hiç bulunamamıştır. Ondan ziyade İbn Suud, hiçbir zaman
Peygamber Muhammed'in mezarını yıkmaya da teşebbüs etmemiştir. Buna
ek olarak, 1932'de bağımsızlığını ilan eden Suudi Arabistan
Krallığı'na 1919'da böyle bir resmî
mektup göndermek imkansızdır.
Sanat ve Kültür
Yiyecek ve Aşçılık
- Suşi yemeği, çiğ balık demek değildir ve
suşi'nin tamamı çiğ balıktan oluşmaz. Suşi'nin sözlük anlamı "ekşi
pilav" olup, sirkeli pilava bir referanstır. Genelde bu sirkeli
pilavın içine balık konur, ama eklenmeyebilir de.
- Ispanakta aşırı miktarda
demir bulunmaz. İçerisinde oldukça yüksek
miktarda demir bulunduğu bilgisi, 1870'li yıllarda bir doktorun
yazım yanlışı yapması sebebiyle ortaya çıkmıştır. Ispanak hakkında
bir yazı yazan doktor, ondalık işaretini yanlış yere koyunca
ıspanağın içerisindeki demir miktarı normalden 10 kat fazla
bilinmiştir.
- Sanılanın aksine balıkla birlikte
yoğurt yenilebilir. Balık tazeyse, yanında
yoğurt ile yenilmesinde hiçbir sakınca yoktur. Alerjik durumu olan
kişilerde sadece biraz kaşıntıya neden olabilir.
- Yağ, makarnanın yapışmasını engellemez. Ama suyun
kabarıp taşmasını engeller.
Diller
- Dünyada ana dil olarak en çok konuşulan dil
İngilizce değildir. En çok konuşulan dil,
yaklaşık 1.4 milyar Çinlinin ana dili olan
Çincedir. Onun ardından
İspanyolca gelir. İngilizce ise 3.
sıradadır.
Edebiyat
- Dünyada en çok okunan kitap denilince akla genellikle dünyaca ünlü
yazarların yazmış olduğu romanlar ve
hikâyeler gelir. Ancak dünyada en çok okunan
kitap, yaklaşık 3 milyar okunmayla İslam'ın
kutsal metni olan Kur'an'dır. Onu,
yaklaşık 2,5 milyarlık bir okunmayla
Hristiyanlığın kutsal metni olan Kutsal
Kitap takip etmektedir.
- Günümüzde yapılan birçok alıntı yanlıştır veya bu alıntıları
(sözleri), hiç dile getirmeyen kişilere atfedilir. Bilinmeyen veya
bilinmeyen yazarlardan yapılan alıntılar da genellikle daha ünlü
kişilere atfedilir. Yaygın olarak yanlış alıntılanan kişiler
arasında Mark Twain, Albert
Einstein, Adolf
Hitler, Winston
Churchill, Abraham
Lincoln,
Shakespeare,
Konfüçyüs ve Buda
bulunur.
Sinema ve Televizyon
- Ünlü Türk oyuncu Kemal
Sunal'ın doğum gününün 10 Kasım olduğu,
ancak Atatürk'ün ölüm günü
olduğundan ötürü doğum gününü 11 Kasım'da kutladığına ilişkin
söylenen iddia gerçek değildir. Bu konuyla alakalı olarak Kemal
Sunal'ın oğlu Ali Sunal, “Tabii ki babamın
Atatürk’e karşı büyük bir sevgisi ve saygısı vardı, ama kendisi 11
Kasım’da doğdu.” cevabını vermiştir.
Bilim
Bilim tarihi
- Ünlü Türk bilgini Hezârfen Ahmed
Çelebi, Evliya
Çelebi'nin
Seyahatnâme isimli ünlü eserinde yer alır
ve 17. yüzyılda Osmanlı
İmparatorluğu'nda yaşamış
olduğuna inanılır. Hezârfen Çelebi, 1632 yılında lodoslu bir havada
Galata Kulesi'nden kuş kanatlarına
benzer bir araç ile kendini boşluğa bırakması ve İstanbul
Boğazı'ndan süzülerek
Üsküdar'daki Doğancılar
Meydanı'na inmesi hikâyesi ile
tanınır; ancak birçok modern Osmanlı
tarihçileri ve mühendisleri
tarafından hikâyenin bilimsel olarak tutarsız olması ve başka
herhangi bir tarihsel kaynakta geçmemesi neden gösterilerek bir
efsane olarak savunulur.
- İtalyan bilim insanı ve
astronom Galileo
Galilei'nin 1633'te Katolik
Kilisesi tarafından
Güneş merkezli teorisini terk etmeye
zorlandıktan sonra "Ama yine de hareket ediyor!" sözünü dile
getirmiş olduğunu destekleyecek çok az kanıt vardır.
- Ünlü İngiliz bilim insanı Isaac
Newton'ın,
yerçekiminin doğasını araştırmak için
kafasına bir elmanın çarpması ile ilham aldığı meşhur hikâye, biraz
uydurmadır. Newton'ın yaşıtı olan İngiliz doktor William
Stukeley tarafından kaleme alınan
notlarda bu elma olayı, 1660’ların ortalarında,
veba salgını sırasında Newton'ın kalmış olduğu
kuzey İngiltere’deki malikanesinin
bahçesinde gerçekleşmiş. Olayı Stukeley’e 1726’da anlatan Newton,
sadece “elma ağaçlarının gölgesinde oturduğunu ve yere düşen
elmaları izlediğini” söylüyor.
- Alexander Graham Bell,
telefonun mucidi değil, patentini alan ilk
kişidir. Tarihçilerin ulaştığı verilere göre Bell, o dönem telefon
üzerinde çalışan pek çok kişiden biriydi. Bu kişilerden biri olan
İtalyan mucit Antonio
Meucci ise, aslında telefonu ilk icat
eden kişi olmuştu. 1854'de telefonun ilk örneğini icat eden
Meucci, 1871'de geçici patent başvurusunda
bulundu. İlerleyen yıllarda işsiz kalan Meucci, 1872 ve 1873'te
geçici patent süresini uzatmak için gerekli olan 10 doları
gönderebilmiş, ama 1874'te gönderememişti. İcadının krokilerini
yolladığı ABD merkezli
Western Union adlı bir şirketteki
laboratuvarda Graham Bell bunları bulmuş ve icadın patentini aldı.
Meucci, bunun üzerine Graham Bell'e dava açtı. 1886'da mahkeme,
Meucci'nin icadın sahibi olduğuna ikna olmuş görünse de, üç yıl
sonra Meucci öldü. Bu nedenle de telefonun mucidinin Graham Bell
olduğu anılmaya başlandı. Ancak 2002 yılında ABD
Kongresi, bir kararla telefonun mucidi
olarak Meucci'yi tanımaya başladı.
- Ampulün mucidi olarak bilinen Thomas
Edison, aslında ilk ampulü keşfeden kişi
değildir. İlk ampulü icat eden bilim insanı, Humphry
Davy isimli
İngiliz mucittir. Edison, sadece patentini
almıştır.
- Uçak, motor, uçuş gibi
kelimeler bir araya geldiğinde akla ilk olarak Wright
Kardeşler geliyor, ancak bu
kardeşlerin 17 Aralık 1903'te Kitty
Hawk'ta yaptıkları ünlü
uçuştan 9 ay kadar önce Yeni Zelandalı
Richard Pearse, 31 Mart 1903'te Wright
Kardeşler'in tasarımından çok daha öte bir tasarımla, çift motor
yerine tek motor kullanarak oldukça hafif bir uçağı havalandırmayı
başarmıştı.
- Albert Einstein, sanılanın aksine
okulda matematikten hiç kalmamıştır. Konuyla
ilgili Einstein, şunları söylemiştir: "Ben hiçbir zaman
matematikten kalmadım. 15 yaşımdan önce
diferansiyele ve
integrale hakimdim.". Einstein, o zamanki
öğrenci akranlarından 2 yaş daha genç olmasına rağmen matematik ve
bilim bölümlerinden gayet iyi puanlar almıştı.
Astronomi ve kozmoloji
- Yaygın bir şekilde Çin Seddi'nin
Ay'dan veya uzaydan çıplak gözle görülebilen tek
insan yapımı obje olduğu iddia edilir. Bu yaygın bilgi yanlıştır.
Apollo astronotlarından
hiçbiri, Ay'dan belirli bir insan yapımı objenin görülebildiğini
rapor etmemişlerdir; hatta Dünya'nın
yörüngesinde bulunan astronotlar da Çin Seddi'ni güç bela
seçebilmişlerdir. Ancak, Dünya'nın gece kısımlarında şehir ışıkları
yörüngeden kolaylıkla görülebilmektedir.
Amerikalı astronot Jerome
Apt, konuyla ilgili şöyle demiştir: "Çin
Seddi sadece 290 kilometre. Yukarıdan neredeyse görünmezdir."
- Mevsimler, Dünya'nın yazın
Güneş'e daha yakın, kışın ise daha uzak olmasından
kaynaklanmaz. Hatta Kuzey yarımkürede
yaz mevsimi yaşanırken Dünya, Güneş'e en uzak konumdadır.
Mevsimlerin gerçek sebebi ise, Dünya'nın 23.4 derecelik eksen
eğikliğiden kaynaklanmaktadır. Dünya,
Güneş'in yörüngesinde iken Dünya'nın farklı bölgeleri farklı
miktarlarda direkt güneş ışığına maruz kalırlar. Dünya yüzeyinin bir
alanı, gelen Güneş ışığına dik olduğu zaman, eğik açıda olduğu
zamandan çok daha fazla radyasyon alacaktır. Temmuz ayında Kuzey
yarımküre, Güneş'e doğru eğik konumdadır. Sonuç olarak da günler
daha uzun sürer ve daha çok direkt Güneş ışığı alır. Ocak ayında ise
dışı eğimlidir. Güney yarımkürede tam
tersi yaşanır ve ocak ayında Güneş'e doğru eğimli iken, temmuz
ayında dışarı doğru eğimlidir.
- Güneş’in rengi aslında beyazdır, fakat
atmosferik saçılmadan dolayı Güneş’in rengi
sarı, kırmızı, turuncu ve hatta morumsu görünebilir.
- Aslında kara delikler "delik" değildir; çok
güçlü çekim kuvvetine sahip oldukları
için yoğun nesnelerdir.
Biyoloji
İnsan bedeni
- İnsanların, beyinlerinin sadece %10'unu veya
daha az bir kısmını kullandıkları söylentisi, tamamen bir efsanedir.
1890'lı yıllardan günümüze kadar yanlış bir şekilde gelen bu
bilginin, ileri teknoloji görüntüleme cihazları sayesinde yanlış
olduğu kanıtlanmıştır. Beynin günlük enerji miktarımızın %20'sini
harcamasıyla bu bilgi imkansız bir hale geliyor. Tabii bu durum
insandan insana da değişebilir.
- Genellikle uyku saatlerinde insanların
esnediği görülmektedir. Dolayısıyla esnemek
fiilinin uyku ile alakalı olduğu düşünülmektedir;
ancak bu bilgi gerçeği yansıtmıyor. Esnemek, aslında vücudun
yeterince oksijen alamaması sebebiyle yapılan
bir harekettir. Kısacası esnemek, vücudun daha fazla oksijene
ihtiyacı olduğunu gösterir.
- Öldükten sonra saçlar ve
tırnaklar uzamaya devam etmez. Halk arasında
bir efsane olarak dilden dile yayılan bu yanlış bilgi, aslında
çürümeye başlayan derilerin çekilmesiyle tırnak köklerinin ortaya
çıkması sonucu oluşmuştur. Çekilen deriler, yerini saçların ve
tırnakların köklerine bırakınca, insanoğlu bu durumu "ölümden sonra
tırnaklar ve saçlar uzar" diye yorumladı.
- Damarlarımız aslında mavi renk değildir!
Kana kırmızı rengini
hemoglobin verir.
Oksijen taşımayan kan, koyu kırmızı bir renge
sahipken; oksijen taşıyan kan vişne kırmızısıdır. Damarlarımız ise,
derimizin renginden dolayı maviymiş gibi görünür.
- Çok fazla şeker tüketimi yapan kişinin ileride
şeker hastası olabileceği kanısı tamamen
yanlıştır. Çok fazla şeker yemenin şeker hastalığıyla hiçbir alakası
yoktur.
- Yaygın bir şekilde halk arasında parmak çıtlatmanın zararlı olduğu
ve kireçlenme, ülser
gibi hastalıklara neden olduğu söylenmektedir. Ancak bu bilgi
tamamen yanlıştır. Yapılan hiçbir araştırma, parmak kütletme ile
kireçlenme veya diğer rahatsızlıklar arasında herhangi bir bağ
olduğunu göstermemektedir. Hatta bir tıp doktoru
olan Donald Unger, 50 yıl boyunca sadece
sol elindeki parmaklarını kütletmiş, sağ elindekileri ise hiç
kütletmemiştir. 50 yıllık çalışmasının sonucunda ellerinde
kireçlenme konusunda herhangi bir farklılık olmadığını ortaya koymuş
ve 2009 yılında bu çalışması nedeniyle tıp alanında Ig Nobel
Ödülü'nü kazanmıştır.
- Vejetaryenler asla hayvansal
ürün tüketmezler diye bir kural yoktur.
Vejetaryenlik, bünyesinde birçok alt
grubu barındıran bir tarzdır. Balık ve kümes
hayvanları,
yumurta ve mandıra
ürünleri gibi yiyecekleri tüketen bazı vejetaryenlerin oluşturduğu
gruplar vardır.
- Dilimizde acı, ekşi, tuzlu, tatlı ve umami
tatları için ayrı ayrı bölümler yoktur.
- Spor etkinliği yapılacağı bir gün
seks yapmanın spor performansını kötü
etkilediğine dair herhangi bir dayanak yoktur. Aksine seks
testosteronu arttırır, bu da spor için
faydalı olabilir.
- Görme, koklama, tat alma, dokunma ve işitme duyularının yanı sıra,
insanlar denge, ivme, duruş, acı,
sıcaklık, basınç ve
susama gibi en az 20 tane daha duyuya sahiptir.
- Yutulan sakızın sindirilmesi yıllar sürmez!
Sakızın çiğnenen kısmı sindirilemez, olduğu gibi vücuttan atılır.
Geri kalan maddeler ise (şeker,
nişasta vb.) vücut tarafından emilir.
- Uyurgezerleri uyandırmak, bilinenin
aksine sorun değildir. Kişiyi belki biraz sersemletir, ama
uyandırılmazlarsa kendilerini yaralamaları daha büyük olasıdır.
- Antibiyotikler virüsleri öldürmez! Bu
söylenti, genellikle her soğuk
algınlığı ve grip
sezonunda ortaya çıkmaktadır. Antibiyotik denilen maddeler sadece
bakterileri öldürür. Oysa nezle (yani soğuk
algınlığı) ve grip, antibiyotik kullanımından etkilenmeyen
virüsler nedeniyle gerçekleşir. Dolayısıyla
antibiyotik kullanımının soğuk algınlığı ve gribe hiçbir faydası
yoktur, aksine gereksiz yere kullanıldığı için zararı olabilir.
- Yemek yedikten hemen sonra yüzmek, kramp riskini
artırmaz. Alkol, bu riski daha çok artırır.
Ancak tok bir karın, nefesin daha çabuk tükenmesine neden olur.
- Tıraş, kılları kalınlaştırmaz! Yeni çıkan kıllar
daha kalın, daha sert veya daha koyu değildir; sadece öyle görünür,
çünkü uçları artık sivri değildir.
- Herkesin günde 8 bardak ya da en az 2 litre su
tüketmesine gerek yoktur. Bir kişinin içmesi gereken su miktarı, o
kişinin kilosuna, günlük aktivitesine, giydiği kıyafetlere, ayrıca
ortamın sıcaklığına ve neme bağlıdır. Bunun yanı
sıra, vücudumuz yiyeceklerden de su alır.
- Dört değil, beş tane tat tomurcuğumuz vardır.
Tatlı, tuzlu, acı ve ekşi tatların yanı sıra dilimizde
umami adı verilen, tuzlu ve ete benzeyen
tatları algılayabilen bir tat tomurcuğu da vardır.
Hayvanlar
- Boğalar, matadorların
pelerinlerinde kullanılan kırmızı renge öfkelenmezler. Aslında uzun
süreli kapalı kalan boğalar, doğal olarak öfke ile sahneye çıkarlar
ve sürekli hareket eden nesneler, onun saldırgan bir tavır
sergilemesine sebep olurlar. Yani boğalar kırmızı renge değil,
sürekli hareket eden nesnelere saldırırlar.
- Popüler inancın aksine, köpekler salyalarını
akıtarak terlemezler. Aslında köpeklerin ter
bezleri vardır. Çoğunlukla ayak tabanları ile terlerler. Ancak,
öncelikle vücut ısılarını hızlı bir şekilde soluk alıp vererek
ayarlarlar.
- Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük canlısı mavi
balinalar değildir. En büyüğü, armillaria
ostoyae isimli bir mantar türüdür. Bu
mantar küçük görünse de, yerin altında yayılmakta ve bu da onu hem
alan, hem kütle hem de hacim bakımından en büyük canlı
kılmaktadır.
- Yarasalar kör değildir. Yarasaların %70'e
yakını, çoğunlukla küçük yarasalar,
ekolokasyon ile yönlerini tayin etmelerine
karşın, bütün yarasaların gözleri ve görme kabiliyetleri vardır.
Bunun yanında, neredeyse bütün büyük
yarasalar ailesi ekolokasyon
kullanmazlar ve harika gece görüş yeteneğine sahiptirler.
- Özellikle Arabistan bölgesinde bulunan
develer, sıcak çöl şartlarında
günlerce hayatta kalabilmek için besin depolaması yaparlar. İnsanlar
tarafından bilinen "develerin hörgüçlerinde su depolaması" bilgisi
ise kesinlikle yanlıştır. Aslında develer, hörgüçlerinde su değil,
yüksek miktarda yağ depolarlar. Bunun sebebi ise
yağın suya göre sıcağa daha fazla dayanmasıdır. Böylece develer,
uzun süreli çöl yolculuklarında hayatta kalma sıkıntısı
çekmezler.
- Deve kuşları, düşmanlarından saklanmak
için kafalarını kuma gömmezler.
- Balıkların hafızasının olmadığı kanısı da yanlış
bilinenler arasındadır. Örneğin Japon
balıklarının genel olarak 3 aylık bir
hafızaya sahip olduğu bilinmektedir.
- Karasineklerin ömürleri 24 saat değildir.
Bir sineğin ortalama yaşam süresi 20-30 gündür.
- Yaygın inanışa göre toprak
solucanını ikiye böldüğün zaman iki
ayrı solucan olurlar. Fakat çok az sayıda toprak solucanı türü,
rejenerasyon yeteneğine sahiptir. Bir
solucanı ikiye böldüğünüz zaman sadece ağızı olan, yani beslenebilen
tarafı yaşarken, diğer tarafı ölür. Fakat yassı
solucanlar bu yeteneğe sahiptirler.
- Bal arıları saldırgan bir yapıya sahip
olmamalarına rağmen, insanların yaptığı bazı hareketleri tehdit
olarak algıladıkları için kendilerini savunmak amacıyla iğnelerini
sokabilirler. Bal arısı insanları soktuğunda ölmeyebilir. Çünkü
ölmesinin sebebi, iğnesini çıkarırken kendi vücuduna zarar vermesi
yüzündendir. Yani iğnesini çıkarmayı başarırsa hayatına devam
eder.
- Bukalemunlar, tehlike hissettikleri anda
kamuflaj amacıyla renk değiştirmezler. Onların renk
değiştirmelerinin nedeni, karşı cinsi etkileme veya vücut
sıcaklığını ayarlamadır.
- Köpekbalıkları da
kansere yakalanırlar. Özellikle de deri
kanserine yakalanabilirler.
- Dinozorlar ile insanlar birbirlerini hiç
göremedi. Amerikalı yetişkinlerin %41'i
bunun aksini düşünmelerine karşın, dinozorlarla insanlar arasında 63
milyon yıllık bir fark vardır.
- Kelebeklerin ömrü 1 gün değildir! Sanıldığı
gibi kelebekler aslında 1 gün yaşamaz, daha uzun yaşar. Hatta
dünyada ömrü 1 gün olan hiçbir kelebek türü keşfedilmemiştir.
Yetişkin kelebeklerin ömrü, türüne bağlı olmak üzere 1 hafta ile 1
yıl arasında değişebilir. Hatta bazı kelebeklerin ömrü 1 yılı da
geçebilir.
- Baykuşların sürekli kafalarını oynatmalarının
sebebi, gözlerini oynatamamalarıdır.
Bitkiler
- Ayçiçekleri, gün boyunca
Güneş'i ve Ay'ı takip etmez.
Çiçekler gün boyunca zaten doğrudan doğuya bakar. İlk gelişim
aşamasında, çiçekler belirene kadar bir takip söz konusudur, ancak
bunu neredeyse her bitki yapmaktadır.
- Muzlar, aslında ağaçta yetişmezler; ağaca benzeyen
muazzam büyüklükteki otsu bitkilerde yetişirler.
İnsan cinselliği
- Cinsel ilişkide penis
boyu önemli değildir. Kadınların yalnızca
%1’lik kısmı penis boyunun "çok önemli"
olduğunu söylemiştir. Vajina kanalın dış 3’te
birlik kısmı, yani ilk 4 cm'i uyarılacak olan sinirlere sahiptir.
Yani -büyük veya küçük olsun- her erkek, kadınların uyarılmasını ve
zevk almasını sağlayabilmektedir.
- Erkeklerin kadınlardan daha çok sekse
düşkün olduğu bilgisi yanlıştır. Kadın ve erkek, neredeyse aynı
oranda seksi düşünür ve ister.
- Bir kadının kızlık zarı sadece seks
yaparak değil, jimnastik veya ata binme gibi
çeşitli fiziksel aktiviteleri esnasında, ya da herhangi bir olay
sonucunda da yırtılabilir. Ayrıca bazı kadınların kızlık zarı çok
sağlamdır ve cinsel olarak aktif olmalarına rağmen kızlık zarları
yırtılmayabilir. Toplumdaki ön yargılara ve atfedilen yanlış
değerlere rağmen kızlık zarı (himen), her
kadında bulunmamakta ve ayrıca her kadında farklı kalınlıktadır.
Cinsel birliktelik yaşamamış birinde kızlık zarı olmayabilir.
- Erken boşalmanın genellikle sadece genç
erkeklerin sorunu olduğu düşünülür. Ancak erken boşalma, aslında her
yaştan kişiyi etkileyebilen kronik bir durumdur.
- Ekstradan alınan kiloların sadece doğum kontrol
hapına bağlı olduğunu düşünülür,
ancak bu bilgi doğru değildir. Doktorlar, doğum kontrol hapının kilo
aldırdığına dair çok az bilimsel kanıt olduğunu söylüyor.
- Kadınlar sadece klitoris ile
orgazm olmazlar. Klitorisin uyarılması sekste
çok önemlidir ve birleşme olmaksızın sadece klitorisin uyarılmasıyla
da kadınlar orgazma ulaşabilirler. Ancak, bunun yanı sıra
vajinal orgazm da yaşayabilirler. Tabii bu,
öğrenilmesi gereken ve defalarca ilişkiye girerek kazanılabilecek
bir tecrübedir.
- Birçok insan sadece erkeklerin uykuda
boşaldığını düşünür, ancak gerçek bundan
çok daha farklıdır. Yapılan araştırmalar, kadınların %40’ının
gördükleri rüyalar nedeniyle orgazm olup
uyandıklarını göstermektedir.
- Çoğu kadın, vajina ile vulvayı pek karıştırır.
Vulva, üreme organının gözle görülebilen ve iki
bacak arasında kalan etli kısmına denilmektedir. Vajina ise kaslı
bir yapıya sahiptir ve vulvayı rahime
bağlayan geçidin adıdır. Aslında vajina gözle görülmez, çünkü
deliğin iç kısmında kalmaktadır.
Fizik
- Gökkuşağında 7 renk yoktur! Gökkuşağındaki
renkler kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, mavi, çivit mavisi ve mor
olarak bilinir. İşin aslı, gökkuşağında kesintisiz bir renk
spektrumu vardır. Ancak insanın renk algısı,
ortada bir kuşak serisi olduğu yanılgısını yaratır. Kimi
gökkuşaklarında ise insan gözünün görebileceği 7'den fazla kuşak
bulunur.
- Çok yüksekten düşen bir bozuk paranın bir
insanı öldürebileceği iddiası doğru değildir. Bozuk parayı ne kadar
yüksekten atmış olursanız olun, ulaşabileceği en son hız
50–80 km'dir. Bu da öldürecek kadar hızlı değildir ama acıtır.
Din
Genel
- Bütün dinler bir Tanrı ya da Tanrılar olduğunu
öğretmez. Örneğin Budizm ve
Jainizm dinlerinin yaratıcı bir Tanrısı yoktur
ve Üniteryen Üniversalizm'in
hiçbir inancı yoktur.
- Cehennemde şeytan hüküm
sürmez. Kutsal kitapların hiçbirinde böyle bir şeyden bahsedilmez.
Sadece İslam dininde, cehennemde görevli olan ve
adı zebâni olan meleklerin bulunduğu inancı
vardır.
Hristiyanlık
- İsa, büyük olasılıkla doğumunun geleneksel olarak
Noel adında kutlandığı 25 Aralık'a karşılık gelen
herhangi bir tarihte doğmamıştır. Onun doğumunun ya ilkbahar ya da
yaz mevsiminde olması daha olasıdır. Kuzey
Yarımküre'de ise 25 Aralık, kışın
başındadır. Bunun yanı sıra, İsa'nın doğum yılı olarak MÖ 6, MÖ
4 ve MÖ 1 gibi farklı tarihler de belirtilir.
- Mecdelli Meryem'in İsa ile tanışmadan
önce bir fahişe olduğu fikri, Kutsal
Kitap'ta veya diğer ilk Hristiyan
yazılarının hiçbirinde bulunmaz.
- Hristiyanlıkta
teslis (üçlü birlik) inancı vardır ve
Hristiyanlar, tek bir Tanrı'ya taparlar ve Hristiyanlık da
monoteist bir dindir. Teslis inancı
triteizm değildir. Normal bir matematik
sınavında 1+1+1=3 yapar; ancak Hristiyanlığın bir teoloji sınavında
bu, 1+1+1=1 olarak kabul edilir.
- Tarsuslu Pavlus, Saul adını Pavlus olarak
değiştirmedi. Babasından miras kalan Roma vatandaşlığı ile bir
Yahudi olarak doğdu ve bu nedenle, Luka'nın
Elçilerin İşleri 13:9'da belirttiği
gibi, doğuştan hem bir İbrani adı hem de bir
Greko-Romen adı taşıdı: "...Saul, yani
Pavlus,...".
- Roma Katolik
dogması, papanın günahsız ya
da her zaman yanılmaz olduğunu
söylemez.<ref>
a.
b.
</ref>
1870'ten beri Katolik dogma, papa tarafından ilan edilen (kasıtlı olarak
ve belirli çok özel koşullar altında; genellikle ex cathedra olarak
adlandırılır) ilahi vahiyde yer alan dogmatik bir öğretinin hatasız
olduğunu, ancak papalığın yanılmazlığının resmi olarak duyurulmasının
nadir olduğunu belirtir. Çoğu ilahiyatçı, kanonizasyonların
gereklilikleri karşıladığını belirtirken, bunun dışında, son
zamanlardaki papaların çoğu tek bir yanılmazlık çağrısı olmadan
görevlerini tamamladı.
İslam
- Çoğu Müslüman, İslam peygamberi Muhammed'in
doğum tarihini 571 yılı veya tam olarak 20 Nisan 571 olarak alır.
Oysa Muhammed'in doğum tarihi kesin değildir. Bu konuyla ilgili üç
yıl arasında daha çok gidip gelinmektedir: 569, 570 ve 571.
Hindistanlı Müslüman din bilgini Muhammed
Hamidullah, Muhammed'in doğum
tarihini miladi takvime göre 17 Haziran
569 (12 Rebiülevvel) olarak hesaplamışken,
Mısırlı astronomi bilgini Mahmut Paşa el-Felekî
ise 20 Nisan 571 (9 Rebiülevvel) olarak hesaplamıştır. Bu konu
hakkında İslam mezheplerinde de görüş
ayrılıkları vardır. İslam dünyasının
çoğunluğu (Sünniler) 571 yılını kabul ediyor
iken, tarih bilimi ise genellikle kabaca
570 olarak alır.
- Sanılanın aksine çoğu Müslüman kadın; vücudu,
başı ve yüzü örten, içini görmek için bir ağ ızgarası olan
burka adlı giysiyi ve saçları ile yüzlerini
(gözleri hariç) örten peçe adlı giysiyi giymez.
Birçok Müslüman kadın sadece saçlarını bir
başörtüsü ile örterler. Bununla birlikte,
hem yüzlerini hem de başlarını herhangi bir şekilde örtmeyen birçok
Müslüman kadın da vardır.
- Birçok gayrimüslim, Müslümanların
Mekke'deki Kâbe'ye
taptıklarını düşünmektedir. Oysa bu, yaygın bir yanılgıdır. Kabe,
İslam'da kıble, yani bir yön vazifesi görür ve
Müslümanlar ona dönerek namazlarını kılarlar.
Ayrıca Müslümanlar, Kabe'nin yeryüzündeki ilk
mabet olduğuna inandıkları için ona çok önem
verirler ve bunun için de İslam'da hac ibadeti
vardır. Hac'da Müslümanlar, Kabe'nin etrafında dönerek ibadetlerini
gerçekleştirirler. Ancak İslam dini
putperestliği tamamen reddettiği için
hiçbir Müslüman, katiyen Kabe'ye tapmaz; ona değer verdiklerinde de
Allah'ı hatırlayıp anarlar.
- "Cihat" kavramı, İslam'da
her zaman "kutsal savaş" anlamına gelmez. Kelime,
Arapçada "savaş" değil, "mücadele" anlamına
gelir. Birçok gayrimüslim ve hatta
bazı köktenci Müslümanlar, cihadın kılıçla
veya silahla ilgili bir şey olduğunu sansa da; birçok modern İslam
alimi, genellikle bunun manevi türden bir çaba veya İslam uğruna
herhangi bir mücadeleyi ima ettiğini söylemektedir.
- Kur'an, şehit olmuş
Müslümanlara cennette 72
bakire kadın vadetmez. Cennete girecek kişiler
için -şehit olsun ya da olmasın- olan bakire kadın yoldaşlardan ve
hurilerden söz edilir, ancak herhangi bir
sayı belirtilmez. 72 bakirenin kaynağı, İmam
Tirmizi'nin Sünen-i
Tirmizi
eserindeki bir hadistir. Hadisler,
başkaları tarafından bildirilen ve
Muhammed'in sözleri olduğu iddia edilen
eylemleridir. Bu nedenle Kur'an'ın bir
parçası değildirler. Müslümanlar, hadislere değer verseler de, tüm
hadislere inanmazlar ve bunun gibi zayıf kaynaklı hadislere mesafeli
davranırlar. Ayrıca bu hadisin doğru tercümesi de tartışma
konusudur.
- Muhammed'in ölüm yaşı olan 63, Ay
yılı hesabına göre hesaplanmıştır. Günümüzde
çoğunlukla kullanılan ve Güneş yılı
esasına dayanan miladi takvime göre ise
kendisi 61 veya 62 yaşında ölmüştür.
- Fetva, "ölüm cezası" demek değildir. "Bağlayıcı
olmayan hukuki görüş veya bir işle ilgili yargıda bulunmak, bir işin
yapılmasına olur vermek" demektir.
Yahudilik
- Yahudilik (ya da Musevilik) dininin
günümüzdeki takipçi sayısı sadece 14-15 milyon civarıdır. Bu sayı az
olmasına rağmen Yahudilik, en eski monoteist
dinlerdendir. Nüfusunun çoğunluğu Yahudi
olan tek ülke İsrail'dir. Yahudilerin çoğu
İsrail'de, ardından Kuzey Amerika'da
yaşarlar.
Budizm
- Budizm'in kurucusu olan Gotama
Buda'nın şişman olduğu bilinmemektedir.
Batı'da "Şişman Buda" veya "Gülen Buda" olarak bilinen tombul keşiş,
Budai adındaki, 10. yüzyılda yaşayan bir Çinli
Budist halk kahramanıdır.
Günlük yaşam
- Polis, kayıp şahıs ihbarını işleme koymadan önce 24 saatlik bir süre
geçmesini beklemez; işlemi hemen başlatır.
- ABD sivil polisleri, polis
olduklarını söylemek zorunda değillerdir. Bu,
Hollywood'un çıkarttığı bir
uydurmadır.
Coğrafya
- Dünyanın ilk süper kıtası Pangea değildi. İlk
süper kıta, 3.6 milyar yıl önce var olan
Vaalbara idi.
- Dünyanın en büyük çölü Sahra değildir,
Antarktika'dır. Bir yeri
çöl yapan özellik, oranın yüksek sıcaklığa değil,
kuru bir yüzeye sahip olmasıdır. Antarktika da dünyanın yüzölçümü en
büyük kuru bölgesidir ve bir çöl olarak kabul edilir. Hatta buradaki
bazı bölgelere 14 milyon yıldan beri yağmur
yağmamıştır.
Ülkeler
- İtalya'daki Pisa
Kulesi aslında yamuk yapılmamıştır.
İtalyanların bu ünlü çan kulesi, aslında dik olarak tasarlanmıştır.
Fakat yapıldığı tarih olan 1173 yılından itibaren temeldeki yumuşak
zemin sebebiyle güneye doğru kaymaya başlamıştır.
- Brezilya'nın başkenti Sao
Paulo veya Rio de
Janerio ile karıştırılır. Brezilya'nın
başkenti Brasilia'dır.
Türkiye
Teknoloji
- Telefonun şarjı bitmeden yeniden şarj
etmeyin, bataryaya zarar verir iddiası gerçek değildir. Bu durum
bugün pek çok telefonda bulunan
lityum-iyon pilleri için geçerli
değildir. Bu piller, eski tür piller ile aynı ham maddeyi
içermezler. Bu nedenle tamamen bitmeden, yani içinde şarj varken
yeniden doldurulabilir; bataryaya bir zararı olmaz.
- Akıllı telefonları gece şarjda bırakmak
piline zarar vermez! Akıllı telefonlar pil dolduğunda elektrik
akımını keserler. Yani %100 şarj dolumu olduğunda telefonu fişten
çekmezseniz hiçbir şey olmaz; ne telefon patlar ne de batarya ömrü
kısalır.
- Bir arabanın benzin deposuna gelebilecek bir
kurşun arabayı patlatamaz! Filmlerden aşina olduğumuz bu sahneler
gerçeği yansıtmazlar. Gerçekte kurşun ya kapakta
takılır ya da patlama olmadan deler geçer.
Ayrıca bakınız
<!-- -->
Kaynakça
Konuyla ilgili yayınlar
Dış bağlantılar
Orijinal kaynak: yaygın yanlış fikirler listesi. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.
Kategoriler